من اطَّلع في
بيت قوم ففقؤا
عينه، فلا دية
له.
23. BİR KAVMİN EVLERİNİN iÇİNE İZİNLERİ OLMAKSIZIN BAKAN,
ONLARIN DA GOZÜNÜ ÇIKARDIKLARI KİMSEYE DİYETİN OLMAMASI
حدثنا أبو
اليمان: حدثنا
حمَّاد بن
زيد، عن عبيد
الله بن أبي بكر
بن أنس، عن
أنس رضي الله
عنه:
أن
رجلاً اطَّلع
من حجر في بعض
حجر النبي صلى
الله عليه
وسلم، فقام
إليه بمشقص،
أو مشاقص، وجعل
يختله ليطعنه.
[-6900-] Enes b. Malik şöyle demiştir: Bir kimse Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in evlerinden birisinde bulunan delikten içeriye
baktı. Hemen Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir yassı demir veya birkaç
demirle ona doğru ayağa kalktı, onu dürtmek için sinerek kendisine doğru
yaklaşmaya başladı.
حدثنا قتيبة
بن سعيد: حدثنا
ليث، عن ابن
شهاب: أن سهل
بن سعد الساعدي
أخبره:
أن
رجلاً اطَّلع
في جحر في باب
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، ومع
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
مدرى يحك به
رأسه، فلما
رآه رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال: (لو
أعلم أنك
تنتظرني، لطعنت
به في عينيك).
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم: (إنما
جعل الإذن من
قبل البصر).
[-6901-] Sehl b. Sa'd es-Saidi'nin nakline göre adamın
biri Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in kapısındaki bir delikten içeriye
bakmıştı. O sırada Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem elinde midra denilen
demirden bir tarak vardı ki onunla başını kaşıyordu. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem O kişiyi görünce "Eğer senin bana bakıyor olduğunu daha
önce bileydim, şu demiri gözüne saplardım!" buyurdu. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem "İzin isteme ancak gözden dolayı getirilmiştir!"
buyurdu.
حدثنا علي بن
عبد الله:
حدثنا سفيان:
حدثنا أبو
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة قال:
قال
أبو القاسم
صلى الله عليه
وسلم: (لو أن
امرأ اطَّلع
عليك بغير إذن
فخذفته بحصاة
ففقأت عينه،
لم يكن عليك
جناح).
[-6902-] Ebu Hureyre r.a.'in nakline göre Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Eğer bir kimse izinsiz olarak senin evine bakar, sen de bir
çakıl taşı atarak onun gözünü çıkarırsan bundan dolayı sana herhangi bir günah
olm"
Fethu'l-Bari Açıklaması:
İmam Buhari, başlıkta görüldüğü üzere birisinin evinin içine
izin almadan bakan ve bu yüzden gözü çıkarılan kimseye diyet verilmeyeceğini
kesin bir dille ifade etmektedir. Onun buraya aldığı haberde diyetin olmayacağı
açıkça belirtilmemektedir. Fakat o böylece hadisin bazı rivayet yollarından
gelen şeylere adeti olduğu üzere işaret etmektedir.
"Adamın biri delikten içeri baktı" yani yukarıdan
evine baktı "........." "Mişkas" ince ve uzun ok temreni
demektir. Şiş gibi demirden yapılmış, keskin bir başı vardır. Bazıları ise
demirden dişi olduğunu söylemişlerdir.
"Onu dürtmek için sinerek kendisine doğru yaklaşmaya
başladı." Kelime "hatel" kökünden türemedir. "Hatel"
bir kimseyi gafil avlamak demektir.
Hadisten Çıkan Sonuçlar
1. Baştaki saçı kesmemek, onu taramak caizdir.
2. Başından zararlı canlıları gidermek, kir ve bitleri
temizlemek için bir tarak
edinmek güzeldir.
3.Kapısı kapalı bir evin içinde bulunan kimseden izin almak
gerekir.
4.Kapıda bulunan bir delikten içeri bakmak caiz değildir.
5. Saçları taramak meşrudur. İsti'zan bölümünde buna benzer
birçok hadis geçmişti.
6. Eve girmek için izin almak sadece mÇlhrem olmayan kimselere
mahsus değildir, tam tersine kişinin annesi veya kız kardeşi bile olsa elbisesi
giyinik olmayan kimseden izin almak gerekir.
7. Tecessüste bulunan kimseye bir şeyatmak caizdir. Bu suç,
hafif bir müeyyide ile önlenemediği takdirde daha ağırını kullanmak mümkündür.
Buna göre içeri bakan kimsenin canına veya organına bir zarar geldiğinde bu
hederdir. Malikiler bu durumda kısasa gidileceği kanaatine varmışlardır. Onlara
göre içeri bakan kimsenin gözüne veya başka bir yerine kastetmek caiz değildir.
Malikiler buna gerekçe olarak bir masiyetin bir başka masiyetle
önlenemeyeceğini göstermişlerdir. Çoğunluğu oluşturan fıkıh bilginleri ise buna
şöyle cevap vermişlerdir:
Bir kimsenin bir hareketi yapmasına izin verilmişse buna masiyet
denemez. Fiil, böyle bir nitelik taşımadığı takdirde masiyet sayılır.
Bilginler, bir saldırganın hayatına mal olsJ!bile etkisiz hale
getirilmesinin caiz olduğu noktasında ittifak etmişlerdir. Oysa byle bir
gerekçe olmasaydı sözkonusu fiil masiyet olurdu. Hakkında nass sabit olmakla
birlikte bu da saldırı fiili kategorisindedir. Malikiler hadise "Bu hadis kişiyi
korkutma ve yaptığı fiilin çok büyük bir günah olduğunu belirtmek amacıyla
varid olmuştur" diye cevap vermişlerdir. Ancak onlardan İbn Nafi çoğunluğa
katılmıştır. Malikilerden Yahya b. Ömer şöyle der:
Herhalde bu haber İmam Malik'e ulaşmamış olsa gerektir. Kurtubi
el-Müfhim isimli eserinde şöyle der:
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, caiz olmayan bir şeyi yapmaya
veya caiz olmayan bir sonuç doğuracak harekette bulunmaya teşebbüs edecek kimse
değildir. Meşakkatin kaldırıldığı yolunda nass varken günahın kaldırıldığı
şeklinde yorumlamak mümkün değildir. Nass varken kıyasa gidilmez. Bazı
Malikiler görüşlerine sebep olarak başkasının avret mahalline kasıtlı olarak
bakan kimse hakkındaki icmaı göstermişlerdir. Buna göre böyle bir hareket o
kişinin gözünü çıkarmayı mubah kılmadığı gibi, çıkaran kimseden tazminat
yükümlülüğünü düşürmez. Kendisine bakılan kimse evinde olduğu takdirde ve içeri
bakan kişi de tecessüs ettiğinde durum yine böyledir.
Kurtubi böyle bir icma bulunduğuna itirazda bulunmuş ve şöyle
demiştir:
Bu haber, başkasının evinin içine bakan herkesi kuşatmaktadır.
Haber, evin içine bakan kimseyi -istenmeyen şeyleri görme ihtimali kuwetli
olmakla birlikte- içerdiğine göre muhakkak olanı evleviyetle ihtiva eder. Bizce
bu görüş tartışmaya açıktır. Çünkü evin içinde bulunan kimseye bakmak sözgelimi
kişinin avreti gibi muayyen bir şeye bakmakla sınırlı değildir. Tam tersine
kişinin harimine bakmayı ve ev sahibinin örtmek istediği ve kimsenin bakmaması
gereken şeylere bakmasını da kapsar. Tecessüs yasaklığı ve tehdit bu gibi
hareketleri yok etmek için sabit olmuştur. Var olduğu iddia edilen icma sabit
olsaydı, bu özel hükmü reddetmek gerekli olmazdı. Bilindiği üzere aklı başında
bir kimsenin eşinin ve kızının yüzüne yabancı bir erkeğin bakması ve benzeri
şeyler çok ağırına gider. Aynı şekilde kişinin ailesi ile oynaşırken yabancı
bir kişi tarafından görülmesi de erkeklik organının açık olarak görülmesinden
daha çok ağırına giden hususlardandır. Kurtubl'nin söyledikleri, başkasının
gizliliklerine bakmak isteyen ve karşı tarafın da onu savuşturduğu, etkisiz
hale getirdiği kimse açısından yerindedir. Bakan kimseye bir şeyatmadan önce
onu uyarmak şart mıdır? Bu konuda iki görüş sözkonusudur. Bazı bilginler saldırgan
bir kimseyi etkisiz hale getirmede olduğu gibi bu şarttır demişlerdir. Bu iki
görüşten daha sahih olanı bunun şart olmadığıdır. Çünkü hadiste "onu
dürtmek için sinerek kendisine doğru yaklaşmaya başladı" denilmektedir.
Evdeki bir delikten içeriye bakan kimse kapının deliğinden içeriye bakan kimse
gibidir. Sokak ortasında durup başkasının mahremine veya bir başkasının
evindeki bir şeye bakan kimsenin hükmü de böyledir. Bazı bilginlere göre
yasaklık, baktığı kimsenin mülkünde bulunan kişi ile ilgilidir. Acaba kulak
verip dinlemek bakma gibi midir? Bu konuda da iki görüş nakledilir. \'
Bunlardan daha sahih olanına göre dinlemek bakmak gibi değildir. Çünkü avret
yerine bakmak onun anlatılmasını dinlemekten daha beterdir.